Kendinizi Ortaya Çıkarın!
top of page
Ara
  • Bi' Masaj

Kendinizi Ortaya Çıkarın!

Antik çağlarda hayatta kalmak, günümüzde ise daha rahat ve sorunsuz bir hayat için insanoğlu her zaman bir topluluk olarak yaşamayı tercih etti. Bazen avcı toplayıcı gruplar aracılığıyla, bazen ise çiftçilik ile uğraşarak. Günümüzde ise yaşam koşullarımız hepimizin bir iş sahibi olmasını, okula gitmesini, aile kurumunun bir üyesi olmasını kaçınılamaz bir hale getiriyor. Bu tarz üzerinde konuşulmamış, genel-geçer kurallara sahip topluluklar hayatlarımızın her köşesinde karşımıza çıkar. Parçası olduğunuz oluşumun, zamanla sizi bir davranış kalıbı içerisine soktuğunu görürsünüz. Bu davranış kalıplarının içerisine girmek çok kolaydır çünkü her toplulukta sorgulanmadan desteklenen ve onay gören davranışlar vardır. Bu davranışlar, bahsettiğimiz küçük yahut büyük gruba kabul edilmek için, diğer üyeler tarafından beklenilen anahtar davranışlardır. Bir grubun parçası olmak için onaylamadığınız hareketlerde bulunabilir ve yalnız kaldığınızda bu konuyla ilgili sizi rahatsız eden bir şeyler de sezebilirsiniz. Yalnız kaldığınızda bu davranışları isteyerek değil, toplumun sorgulanmayan bir bireyi olmak için – adeta bir görev gibi – yerine getirdiğinizi fark edersiniz. Bunun kendi benliğinize yaptığınız bir ihanet olduğunu dahi düşünebilirsiniz. Gösterilen bu gereksiz çaba, sizi 21 Yüzyılın en büyük sorunlarından olan insanın kendisine yabancılaşmasıyla karşı karşıya bırakabilir. Diğerleri tarafından bastırılan ve kendi tarafınızdan zamanla ötekileştirilen, gizli kalmış benliğinizi keşfetmeniz mutlu, huzurlu ve başarılı olmak için kritik önem taşır.


1923 yılında dönemin önde gelen nörologlarından Sigmund Freud, “Ben ve O” isimli bir kitap yayınladı. Bu kitap psikoloji dalını derinden yönlendiren bir çalışma olmakla beraber adeta insan zihnine ışık tutan bir deniz feneri görevi yaptı. Psikanaliz kurucusu olan Freud, bu kitapta, insan zihninin katmanları olduğunu söylediği id, ego ve süperego kavramlarını anlatır. İd, zihnimizin dürtülerle ve arzularla yönlendirilen ilkel katmanıdır. Süperego; etik, ahlak gibi toplumsal değerler tarafından ele geçirilmiş bir üstbilinç, önbilinç görevi görür. İd

ve süperego birbirlerine tamamen zıt yönlerde konumlanır ve sonu gelmez bir çatışma halindedirler. Ego ise bu iki uç arasında dengeyi bulmaya çalışan, zaman zaman aşağıya zaman zaman yukarıya çekilen bilinç düzeyimiz olarak karşımıza çıkıyor. Bu bilinç düzeyini yanılsamalardan kurtarmak ve cesur bir hale getirmek bizim elimizde.


Avustralya yerlileri olan Aborjinlerin ilginç bir gelenekleri var. On ile Onaltı yaş

arasındaki çocukları; altı ay süren, walkabout adıyla bilinen bir tören bekler. Walkabout, Aborjin gençlerinin yetişkinliğe geçiş törenidir. altı ay boyunca vahşi doğada hayatta kalmaları beklenen gençler geri dönebilirlerse bir yetişkin olarak toplumdaki yerlerini alırlar. Bu geleneğin amacı, gençlerin yalnız kaldıkları süreçte fiziksel olarak hayatta kalma yeteneklerini geliştirmelerinin yanı sıra bu zorlu yolculuk sırasında karakterlerini oturtmaları ve kendilerini keşfetmeleridir. Bünyesinde var olduğumuz topluluklarda ise altı aylık bir hayatta kalma yolculuğuna çıkmak herkes için pek mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla aynı hedefte farklı etkinlikler ile kendimizi keşfetmeye devam etmemiz gerekmektedir. Yürüyüş, meditasyon, masaj gibi etkinliklerle çevresel faktörlerin dikkat dağıtıcılığından uzaklaşıp düşünsel walkabout yapabiliriz. Bu tarz etkinlikler sırasında bilinç akışınız sizi bir dalga gibi alıp götürür ve peşinden gelmeye zorlar. Düşünmeye ve kendinizi tanımaya en fazla fırsat veren etkinlik masaj yaptırmaktır. Masaj sırasında gözlerinizi kapatıp size ait olmayan her şeyi düşünmeyi bıraktığınızda geriye üzerine düşünebileceğiniz sadece benliğiniz kalır. Sizi fiziksel olarak rahatlatarak çevrenizden soyutlar, siz de gündelik problemleri düşünmeyi bıraktığınız anda önünüzde geniş bir ova gibi serilmiş kendinizle baş başa kalırsınız. Masaj sonunda ise hem fiziksel olarak tatmin edici bir rahatlamaya kavuşmuş hem de kendinizle baş başa bir saat geçirmiş olursunuz. Bunu düzenli olarak yapmak sizin kendinize olan saygınızı ve gizlediğiniz benliğinizle barışmanızı onu benimsemenize yardımcı olur.



Toplum içerisinde göstermeye çekindiğiniz benlik, etrafınızda sadece sizi gerçekten seven ve saygı duyan insanların kalmasına izin vermenizi onaylayacak ve sizi daha güvenli, aldatılamaz hale getirecektir. Size verilen zamanın kısıtlı olduğunu, sahip olduğunuz gücü; zihninizin sislerini dağıtmak için kullanmadıkça, vaktinizin boşa tükenip gideceğinin, sizin de yok olup gideceğinizi ve bu zamanın bir daha elinize geçmeyeceğinin farkına varmanızın zamanı geldi, geçiyor. Kendinize vermekte olduğunuzdan çok daha fazla değer vermeli, yürüyüşlere çıkıp masajlar yaptırmalı ve kendinizi bilmelisiniz. Yakında herkesin unutacağı bir şeyi daha fazla saklamanın ne anlamı var?


Kitap önerisi - Marcus Aurelius / Düşünceler

- Sigmund Freud / Ben ve O

Film önerisi - Man on the Moon

-Jim & Andy : The Great Beyond

48 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page